icra - ilke
- iki katlı
- iki kere iki dört eder
- iki kulak bir dil için
- iki lafı (veya sözü) bir araya getirememek
- iki lakırtı etmek
- iki lakırtıyı bir araya getirmek
- iki nokta
- iki ölç, bir biç
- iki paralık
- iki paralık etmek
- iki paralık olmak
- iki parmaklı
- iki rahmetten (veya iyilikten) biri
- iki satır laf etmek (veya konuşmak)
- iki şekilli
- iki seksen uzanmak
- iki söz bir pazar
- iki tek
- iki terimli
- iki testi tokuşunca biri elbet kırılır