gülü - halk
- Habeş
- Habeşî
- habip
- habis
- habislik
- habitat
- habitus
- hac
- haç
- haç çıkarmak
- hacamat
- hacamat baltası
- hacamat etmek (veya yapmak)
- hacamat şişesi
- hacamatçı
- hacamatlama
- hacamatlamak
- hacca gitmek
- haccetme
- haccetmek
- hacet
- hacet dilemek
- hacet görmek
- hacet kalmamak
- hacet kapısı
- hacet penceresi
- hacet tepesi
- hacet yeri
- hacet yok
- haceti olmak
- hacetini yapmak (veya görmek)
- hacı
- hacı bekler gibi beklemek
- hacı devesi
- hacı fışfış
- hacı hacıyı Mekkede, derviş dervişi tekkede bulur
- hacı olmak
- haçı suya atma
- hacı yağı
- hacıağa