sırtına almak

sırtına almak
1) yüklenmek, çuvalı sırtına aldı
2) bir giyeceği giymek veya sırtına örtmek

Sırtına bir şey almadan sokağa fırladı.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arkasına almak — 1) sırtına yüklemek, taşımak 2) mec. desteğini sağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırt — is., anat. 1) Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm Arabacı katırın sırtına binmiş. F. R. Atay 2) anat. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı 3) Kesici araçların kesmeyen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sallasırt — is., hlk. Sırtına almak, yüklenmek anlamlarındaki sallasırt etmek deyiminde geçer Kapının önünde bekleyen ufak bir cemaat gıcırdayan tabutu sallasırt ettiler. E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaxsınmak — kollarını yenlerine sokmadan, belini iliklemeden, elbiseyi e ğinine (sırtına) almak, III, 109 iyi; güzel, her şeyin güzeli I, 64; III, 32 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırtlamak — i 1) Sırtına alıp yüklenmek O gece yarısı yatağı benimki sırtladı, ben çocuğu sardım, sarmaladım. H. E. Adıvar 2) mec. Birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü veya geçimini üzerine almak Gazete satan Babuş daracık omuzlarıyla bir aileyi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”