Batıcı

Batıcı
is.
Batı kültür ve medeniyetinden yana olan kimse, Garpçı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • sivri — sf. 1) Ucu keskin ve batıcı olan Sivri gagasından kelimeler çıkarken sanki birer ok oluyordu. Ö. Seyfettin 2) Ucuna doğru gittikçe incelen Aşağıda gördüğümüz dik ve sivri bir binanın üst katında çay içmeye gideceğiz. F. R. Atay 3) is., hay. b.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Ottoman Empire — دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه Devlet i Âliyye i Osmâniyye …   Wikipedia

  • bâtic — bâtíc, bâtíci, s.m. (reg.) bunic, bunicuţ. Trimis de blaurb, 22.03.2006. Sursa: DAR …   Dicționar Român

  • oiţă — OÍŢĂ, oiţe, s.f. 1. Diminutiv al lui oaie; oişoară, oiţică. 2. (La pl.) Numele a trei plante erbacee: a) plantă cu flori mari, albe sau trandafirii, mătăsoase şi cu fructele argintii, păroase (Anemone silvestris); b) plantă cu flori albe pe… …   Dicționar Român

  • diken — is. 1) Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri Gül dikeni. Kirpinin dikenleri. 2) Bu çıkıntıları çok olan bitki Birleşik Sözler dikence… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Garpçı — is. Batıcı Bu sefer de Garpçılara hesap vermeye mecbur olacaktı. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nevralji — is., tıp, Fr. névralgie Sinir üzerinde duyulan, genellikle şiddetli ve batıcı ağrı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yalman — sf., hlk. 1) Eğik 2) Sarp, dik 3) is. Kesici ve batıcı araçların kesen veya batan bölümü İstanbul dan çıkar padişahın fermanı / Gökte döner mızrağının yalmanı. Halk türküsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • carillon — (izg. karijȏn/karìjōn) m DEFINICIJA glazb. 1. niz zvončića koje udaraju batići, ob. ugrađivan u crkvene ili gradske zvonike; Glockenspiel 2. meton. simultana harmonična zvonjava nekoliko zvona koja na crkvenim zvonicima i tornjevima gradskih… …   Hrvatski jezični portal

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”