- vasıtasız
- sf.
1) Araçsız
Silahsızdık, vasıtasızdık, tarafsızdık fakat sırf ümitli idik.
- R. E. Ünaydın2) Doğrudan, dolaysızBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
vasıtasız
Look at other dictionaries:
vasıtasız vergi — is., huk. Vergi mükellefi önceden bilinen vergi … Çağatay Osmanlı Sözlük
vasıtasız vergi — vergi mükellefi önceden bilinen vergi … Hukuk Sözlüğü
BİLÂ-VASITA — Vasıtasız. Araya biri girmeden, doğrudan doğruya … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DEMOKRASİ — yun. (Demos: Halk; Kratia: İdare, iktidar) Halk iktidarına dayanan hükümet şekli. Devlet iktidarını elinde bulunduranların, halkın çoğunluğunun iradesiyle seçildiği hükümet şeklidir. Tatbikatı üç şekildir:1 Vasıtasız hükümet şekli: Halk, devlet… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
araçsız — sf. 1) Doğrudan doğruya yapılan veya olan, vasıtasız, bilavasıta 2) zf. Araç olmaksızın, vasıtasız bir biçimde, bilavasıta … Çağatay Osmanlı Sözlük
değişken maliyet — is., ekon. Belirli bir dönem içindeki toplam ham madde, vasıtasız işçilik, enerji tüketimi, fabrika malzemesi, amortisman ve komisyon ögelerinin değişiminden oluşan maliyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaysız — sf. 1) Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta Yazarın bize dolaysız biçimde betimlediği başkişi nasıl bir erkek? S. İleri 2) zf. Araya herhangi bir araç girmeden Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vasıtasızlık — is., ğı Vasıtasız olma durumu Anadolu, yaradılış günlerinin ilk çağlarındaki yolsuzluk, haraplık ve vasıtasızlık içindeydi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
vergi — is. 1) Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
