Geceleri bilhassa yatsı namazından sonra seccadede oturmuş, çocuk dilimle, içimde ukde olan meseleler hakkında Allah'la konuşur dururdum.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ukde — (A.) [ ﻩﺪﻘﻋ ] 1. düğüm. 2. gönül üzüntüsü. 3. sorun … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
UKDE — Düğüm, bağ. * Karışık ve müşkil iş. Zorluk, zor iş. Vâlilik ve halifelik için akdolunan biat. * Ağaçlık yer. * Pelteklik, kekemelik. * Arzu edip de ulaşamadığından dolayı içe dert olan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UKDE-İ HAYAT — f. Hayat düğümü. (Çekirdek gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UKDE-İ LİSAN — f. Kekelemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çek — ukde, bend, defter, şehadetname, imza, berat … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikamak — ukde, peyvend, bağ etmek, bağlamak, bend etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kirmek — ukde, dögüm, bağ … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAAKKUD — (Ukde. den) Bağlanma. Düğümlenme. Anlaşılmaz hâle gelme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UKAD — (Ukde. C.) Düğümler, bezler, şişlikler. Boyun, koltuk altı ve kasıkta bulunan guddeler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Aeropuerto Internacional de Zaporizhia-Mokre — Міжнародний аеропорт Запоріжжя IATA: OZH OACI: UKDE Sumario Tipo … Wikipedia Español
