soğurma

soğurma
is.
1) Soğurmak işi
2) gök b. Bir ortamın ışık enerjisini belli nicelikte emmesi olayı
3) fiz. Katı veya sıvı bir maddenin bir gazı, ışığı içine alması, emmesi, absorbe
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • yüze soğurma — is., fiz., kim. Bir gazın veya sıvının, bir katının içine yüzeysel olarak girmesi, soğrumsama …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • absorbe — is., fiz., Fr. absorbé Soğurma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller absorbe olmak absorbe etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emme — is. 1) Emmek işi 2) Boruda akan sıvının oluşturduğu çekiş 3) Bir deponun böyle bir çekilme ile doldurulması işlemi 4) fiz. Soğurma 5) tek. Petrol ile ilgili işlemlerde bir akışkanın çekilişi Birleşik Sözler emme basma tulumba …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • imtisas — is., esk., Ar. imtiṣāṣ Emme, emerek çekme, soğurma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mas — is., ssı, esk., Ar. maṣṣ Emme, emerek içine çekme, soğurma Birleşik Sözler massetmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • massetme — is. 1) Emme, içine çekme 2) fiz. Soğurma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğrumsama — is., fiz., kim. Yüze soğurma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğurganlık — is., ğı, fiz. Bir madde veya enerjiyi soğurma gücü, yeteneği …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğurmak — i 1) Bir madde, bir sıvıyı içine çekmek 2) fiz. Katı veya sıvı bir madde soğurma yoluyla bir gazı içine almak, emmek, massetmek, absorbe etmek Siyah yüzeyler ışık enerjisini soğurup ısıl enerji durumuna getirirler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğurmalı — sf. Soğurma yoluyla çalışan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”