- sağlamlaştırmak
- -i
Sağlam bir duruma getirmek, pekiştirmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
takrir etmek — sağlamlaştırmak … Hukuk Sözlüğü
takviye etmek — sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek, desteklemek Onu sofraya gelen başka öteberi ile daha da takviye ettik. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarsin etmek — sağlamlaştırmak Rusya, Fransa, İngiltere ve Avusturya ile o didintiler olmasaydı eserini daha az bir zamanda tarsin ederek halk karşısında da muvaffak olacaktı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
TARSİN — Sağlamlaştırmak. Bir şeyi tahkik etmek. * Bilmek. * Metanet ve cesaret vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
astar — is., Far. āster 1) Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat 2) Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
berkitmek — i Sağlamlaştırmak, tahkim etmek, takviye etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dirsek — is., ği 1) Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı 2) Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş. P. Safa 3) Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası Bu iki boruyu bir dirsekle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esaslandırmak — i Esaslı duruma getirmek, sağlamlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ham payı — is. Zıvanalı geçmeleri sağlamlaştırmak amacı ile zıvanadan genellikle üçte biri oranında çıkarılan parça … Çağatay Osmanlı Sözlük
harç — is., cı, Ar. ḫarc 1) Harcanan para, masraf 2) ekon. Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para Tapu harcı. Mahkeme harcı. 3) Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı 4) mim. Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük