pırıltılı

pırıltılı
sf.
1) Pırıltısı olan, parlak
2) mec. Süslü, özentili

Ne kadar güzel, ne kadar pırıltılı seyahat mektupları yazmıştı Avrupa'dan.

- Y. Z. Ortaç

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • ayrık — sf., ğı 1) Ayrılmış Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. Y. Z. Ortaç 2) Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna 3) Kural dışı 4) Düzgün ve uygun olmayan, çarpık Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hücumcu — sf. Hücum eden, saldıran Onun çıkardığı Yarım Ay da yine pırıltılı, hücumcu yazıları ile güçlü bir kalem savaşçısı kesildi. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • payet — is., Fr. paillette Giysi vb. işlemek için kullanılan küçük, pırıltılı pul …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sedef — is., Ar. ṣadef 1) Midye, istiridye vb. deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sedefçilikte kullanılan, pırıltılı, beyaz, sert bir madde 2) sf. Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş Sedef saplı avcı bıçağı duvarda, taşın üstünde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”