- perdedar
- is., tar., Far. perdedār
Perdeci
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
perdedar — (F.) [ راد ﻩدﺮﭘ ] kapı görevlisi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
PERDEDÂR — f. Perdeci, kapıcı, odacı. Bir şeyin görünmesine ve bilinmesine mâni ve perde olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
PERDEDÂR-I FELEK — Ay, kamer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
perdeci — is. 1) Perde satan veya diken kimse 2) Sahne perdelerini açıp kapamakla görevli kimse Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi. P. Safa 3) tar. Osmanlılarda yüksek makamlı kimselerin kapılarında bekleyen ve girmeye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâcib — (A.) [ ﺐﺝﺎﺣ ] 1. kapıcı. 2. perdedar. 3. engel. 4. kaş … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ANKEBUT — Örümcek.(Resul i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Ebubekir i Sıddık (R.A.) ile küffarın tazyikinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gar ı Hira nın kapısında iki nöbetçi gibi, iki güvercinin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi harika… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ESBAB — (Sebeb. C.) Sebebler. Bir şeye vâsıta olanlar. Sebeb olanlar. (Evet, izzet ve azamet ister ki; esbab, perdedar ı dest i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve Celâl ister ki; esbab, ellerini çeksinler te sir i hakikiden. M. N.)(Cenab ı Hak,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SADİN — (C.: Sedene) Kapıcı. Perdedar. * Kâbe hizmetçisi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük