- önceden
- zf.
Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce
Önceden bilmiyordu, sonra öğrendi.
Birleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Önceden bilmiyordu, sonra öğrendi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
önceden satış — is., ekon. Ürün daha tarladayken, yetiştiği zaman teslim edilmek üzere, önceden pey verilerek yapılan satış, alivre … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahbap çıkmak — önceden tanışmış olmak Gümrükten itibaren her rast geldiği adamla ahbap çıktı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz önüne almak — önceden düşünmek, hesaplamak, dikkate almak 1908 den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
şart koşmak — önceden bir şarta bağlamak Sarfiyat hususunda bir şart koşmuyorlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
altı olur, yedi olur, hep Allahın dediği olur — önceden ne kadar hesaplar yapılırsa yapılsın, sonunda Tanrı nın dilediği olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
evdeki pazar (veya hesap) çarşıya uymaz — önceden tasarlanan bir iş umulduğu gibi sonuçlanmaz, düşünüldüğü gibi olmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
İBTİDAEN — Önceden, ilk ve başlangıç olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
doğaçlama tiyatro — is. Önceden yazılmış metne dayanmayan, taslağı önceden kararlaştırılmış olan halk tiyatrosu, tuluat tiyatrosu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazırlıksız — sf. 1) Bir şey için önceden hazırlanmamış olan 2) zf. Bir şey için önceden hazırlanmadan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
öncel belirleme — is., fel. Tanrı nın her şeyi önceden bildiği dogmasına dayanılarak her şeyin önceden Tanrı tarafından düzenlenmiş olduğunu anlatan terim … Çağatay Osmanlı Sözlük