nicelik

nicelik
is., -ği
1) Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar, kantite

Bir şeyin niceliğinden çok niteliğine önem vermeli.

2) Bir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları
3) Genellikle sayılabilen, toplamı doğrudan sayı olarak belirtilebilen genel özellik

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • oran — is. 1) Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • az — sf. 1) Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. B. R. Eyuboğlu 2) zf. Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak Birleşik Sözler az az az buçuk az… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilinen — sf., mat. Değeri belli olan (nicelik), bilindik, malum Bilinenler cebirde alfabenin ilk harfiyle gösterilir: a, b, c, d …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilinmeyen — sf., mat. Değeri belli olmayan, bilinmedik (nicelik), bilinmez, meçhul Cebirde bilinmeyenler şu harflerle gösterilirler: x, y, z …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bol — 1. is., lü, Fr. bol Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki 2. sf. 1) İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. P …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dalga genliği — is., fiz. Dalganın en yüksek noktası ile sıfır noktası arasındaki nicelik, genlik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değişken — sf. 1) Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil Sağlık bakımından canına okuyan kentler de değişken rüzgârlara açık kentler oluyor. H. Taner 2) is., mat. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eşit — sf. 1) Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler. S. Birsel 2) Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fonksiyon — is., Fr. fonction 1) İşlev Bunun aynı zamanda mimari bir fonksiyonu da var. H. Taner 2) mat. Bir veya birçok değeri değişebilen niceliklere bağlı olarak değişen nicelik 3) kim. Bir birleşikteki herhangi bir madde grubunun kimyasal görevi, bu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”