meftun

meftun
sf., Ar. meftūn
Tutkun, gönül vermiş, vurulmuş

Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim.

- R. H. Karay
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • meftûn — (A.) [ نﻮﺘﻔﻡ ] tutkun, aşık. ♦ meftûn etmek aşık etmek. ♦ meftûn olmak aşık olmak, tutulmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MEFTUN — Fitne ve belâya tutulmuş olan. Âşık. Mecnun. * Cünun. Fitne …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • meftun etmek — kendine bağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • meftun olmak — (birine) tutulmak, gönül vermek, vurulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mecnunca — zf. Çılgın bir biçimde, delice, deli gibi Şehriban a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ole — ünl., İsp. ole Yüreklendirmeye yarayan bir seslenme sözü, yaşa Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole! Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutkun — sf. 1) Gönül vermiş, meftun, meclup Kapıda bekleşen tutkunlarından bir tanesinin arabasına atladığı gibi ortadan kayboluyordu. E. E. Talu 2) Bir şeye alışmış, bağlanmış, düşkün Ben yine eskisi gibi tutkunum tiyatroya. N. Cumalı Atasözü, Deyim ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zil — is., Far. zil 1) İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç 2) müz. Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teftîn — (A.) [ ﻦﻴﺘﻔﺕ ] 1. fitne sokma. 2. meftun etme …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • BEYAZ — Aklık, beyazlık. * Aydınlık. * Yumurta akı. * Müsveddenin temize çekilmesi.(Aynada saçıma baktıkça, beyaz kıllar bana diyorlar: Dikkat et! İşte o beyaz kılların ihtariyle vaziyet tavazzuh etti. Baktım ki; çok güvendiğim ve ezvakına meftun olduğum …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”