aralıksız

aralıksız
sf.
1) Birbirine bitişik olan, aralarında açıklık bulunmayan
2) zf. Sürekli, aralık vermeden

Her şey boyuna değişiyor, aşılıyor, en iyiye, en doğruya, en kolay ve en verimliye yönelen bir gelişim aralıksız sürüp gidiyordu.

- T. Buğra

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • ALE-L-İSTİMRAR — Aralıksız …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • sövüp saymak — aralıksız küfürler sıralamak, uzun uzadıya söverek yermek Kılıksız kıyafetsiz adamlardan biri güya kapımızdan içeri dalarak bize sövüp saymaya başlamış sanırdım. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akarsu gibi — aralıksız, kesintisiz Cevapları pek açık ve akarsu gibi idi. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ardı arası kesilmemek — aralıksız olarak gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • makara gibi — aralıksız (konuşma) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geceyi gündüze katmak — aralıksız, gece gündüz çalışmak, büyük çaba göstermek ... başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstüne kapanmak — aralıksız çalışmak Nevin tercüme etmeye hazırlandığı romanın üstüne kapandı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • LÂYENKATI' — Aralıksız. Kesilmeksizin …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜDAVİM — Aralıksız devam eden. Devamlı olarak çalışan. * Bir yere devamlı olarak gidip gelen kimse …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜSTEMİRREN — Aralıksız olarak, bir düziye …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”