kızcağız

kızcağız
is.
Kendisine karşı şefkat ve acıma duyulan kız

Narin bir kızcağızın yanındaki boş yere sokuldu.

- O. C. Kaygılı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kızğıne — kızcağız, kızce …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Nâzım Hikmet — Ran Born 17 January 1902(1902 01 17) Salonica, Ottoman Empire, today Thessaloniki, Greece1 Died 3 June 1963( …   Wikipedia

  • ağzı açık — sf., ğı 1) Şaşkın, alık, bön (kimse) 2) zf. Hayranlıkla, büyülenmiş olarak Kızcağız söze başlarken en ağzı açık dinleyen benim büyüğüm Ahmet olurdu. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıtı pıtı — sf. Ufak tefek ve sevimli, çıtır pıtır Kızı çıtı pıtı, bütün öbür genç kızlar gibi bir kızcağız. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fethetmek — i, der, Ar. fetḥ + T. etmek 1) Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir. Y. K. Beyatlı 2) mec. Herkesin takdirini, övgüsünü kazanıp kendine… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hüzün — is., znü, Ar. ḥuzn İç kapanıklığı, gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı Bereket versin bu hüzün uzun sürmez, çabuk dağılır ve kızcağız bir müddet sonra o daimî mağrur hâlini alıverirdi. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hüzün çökmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıvracık — sf., ğı, hlk. 1) Derli toplu ve işi kolay Kıvracık bir ev. 2) Ayağına çabuk, hamarat Helal süt emmiş, kıvracık, eli yüzü düzgün, terbiyeli, edepli kızcağız. E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • süzülmek — nsz 1) Süzme işine konu olmak Bal süzüldü. 2) Akmak Gözlerimden yaşlar süzüldü. 3) Kuş kanatları gerili olarak görünür bir hareket yapmadan havada ilerlemek Kuş, gene havada süzülüp daireler çiziyor. M. Ş. Esendal 4) mec. Sessizce ve görünür bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz nuru dökmek — fazla emek sarf etmek Kızcağız göz nuru dökmüş, çok ince şeyler işlemiş. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şifayı bulmak (veya kapmak) — tkz. hastalanmak veya hastalığı artmak Aksırık öksürük derken kızcağız şifayı kapmış. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”