kırçıl

kırçıl
sf.
1) Kırlaşmaya başlamış, kır renkli
2) Bu renkte saçı olan

Dükkânın önünde bekledi, kırçıl kuyumcu görününce hemen taşları çıkardı.

- R. H. Karay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kırgaşmak birbirinin tarafını dilemek II, 220 — kırçıl, I, 483 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kırgatmak koğulamak, kızarak yüz çevirtmek II, 338, 339 — kırçıl, I, 483 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kırgıl — kırçıl, I, 483 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kaş — is., anat. 1) Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatıp karşıma çömeliyor. Y. Z. Ortaç 2) Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer Altın yüzük yaptırdım, kaşı sensin sevdiğim Halk türküsü 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırçıllanmak — nsz Kırçıl duruma gelmek, ağarmak Saçlarım artık iyiden iyiye kırçıllaşmış. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırçıllaşmak — nsz Kırçıl duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırçıllık — is., ğı 1) Kırçıl olma durumu 2) Koyu at donları üzerine ak kılların tek tek dağılması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaban kedisi — is., hay. b. Kedigillerden, kırçıl renkli, 60 cm uzunluğunda bir memeli türü (Felis silvestris) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dümûy — (F.) [ یﻮﻡود ] kırçıl …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”