- kalınlık
- is., -ğı
1) Kalın olma durumu2) Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyut
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
SEHANET — Kalınlık. * Sıklık. * Katılık, peklik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SİHAN — Kalınlık. * İçi boş zarf. * Soba borusu gibi bir şeyin kalınlığı. * Sımsıkı madde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kumpas — is., Fr. compas 1) Dizicilerin harfleri satır durumuna getirirken içine yerleştirdikleri ayarlanabilir demir yuva 2) Sanayide kalınlık ve incelikleri ölçmede kullanılan ölçüm aleti 3) argo Hile, düzen Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kumpas… … Çağatay Osmanlı Sözlük
perde — is., Far. perde 1) Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saplama — is. 1) Saplamak işi 2) İç içe geçen veya başka bir parça üzerine eklenen parçaların bağlantısı için kullanılan, türlü kalınlık ve uzunlukta, bir yanı yivli, yuvarlak metal kama 3) tek. Bir menteşenin iki oynak parçasını birleştirmeye yarayan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ünlü uyumu — is., dbl. Türkçede, kelimelerdeki ünlülerin incelik, kalınlık veya düzlük, yuvarlaklık bakımlarından birbirine benzemesi, ünlü benzeşmesi, vokal uyumu, ahenk kaidesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gılzet — (A.) [ ﺖﻈﻠﻏ ] 1. yoğunluk. 2. kabalık. 3. kalınlık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
DÜRÜŞTÎ — f. Kabalık, sertlik, katılık, kalınlık, yoğunluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GILZET — Kabalık, sertlik. * Kalınlık, galizlik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUSURE — Yoğunluk, kalınlık. Sütün yoğurt olması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük