ancak

ancak
zf.
1) "Yalnızca" anlamında, sınırlama anlatan bir söz

Hasan, bu sefer kendisine ancak seyyar tuluatçıların arasında bir yer bulabildi.

- O. C. Kaygılı
2) "Olsa olsa, en çok, daha çok, güçlükle" anlamlarında, bir şeyin daha çoğunun, ilerisinin olmadığını gösteren bir söz
3) En erken

Sinema ancak saat yarımda bitmişti.

- P. Safa
4) bağ. "Lakin, ama, yalnız" sözleri gibi bir düşünceye karşıt ikinci bir düşünceyi anlatan bir söz

Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır.

- N. Araz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • anca — ancak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • dut kurusu ile yâr sevilmez — ancak büyük fedakârlıklarla elde edilebilecek güzel bir şey, fedakârlık yapılmadan elde edilemez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uç uca gelmek — ancak yetişmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yeter ki — ancak, şu şartla Yeter ki biri ona iyice bakmış, oturup onunla konuşmuş olsun! M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şu kadar ki — ancak, bununla birlikte, ne var ki …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sakalım yok ki sözüm dinlensin — ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki el bir baş için — ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek bir durumda değildir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KEFAF — Ancak yaşayabilecek kadar olan rızık. * Misil, miktar. * Berâberlik …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KÜFYE — Ancak geçinebilecek kadar olan yiyecek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MAHZA — Ancak. Yalnız. Tek. * Sâde. Hâlis. Katıksız. Tam …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”