hakikat

hakikat
is., -ti, Ar. ḥaḳīḳat
1) Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas

Fakat ben başka bir şey yapacağım, bir şey ki bütün hakikatleri önüme serecek.

- R. H. Karay
2) Gerçeklik

Dünyanın döndüğü bir hakikattir.

- S. F. Abasıyanık
3) zf. Gerçekten

Beni oyaladı lakin hakikat adamakıllı içerlemiş.

- M. Ş. Esendal
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • HAKİKAT-I SÂBİTE — f. Sâbit, değişmez hakikat …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAKİKAT-PEREST — f. Hakkı ve hakikatı seven, hakikata inanan. Dürüst, hakikat âşığı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • hakîkat — (A.) [ ﺖﻘﻴﻘﺣ ] gerçek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • HAKİKAT — (C.: Hakaik) Bir şeyin aslı ve esâsı. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sâbit ve vâki. * Kadirbilirlik. Sadâkat, doğruluk. Kâinat ve tabiat ve uluhiyet hakkında bütün teşbih ve mecazlardan âri ve zâhir olan gerçek. * Mecâz karşılığı, esas… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAKİKAT-GU — f. Doğru sözlü. Doğru konuşan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • hakikat olmak — gerçek duruma gelmek, gerçekleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HAKİKAT-BÎN — f. Hakikatı gören, hakikatı anlayan. Hakikatşinas. Hakikata inanan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAKİKAT-I HÂRİCİYE — Hayat gibi âlem i şehadete gelmiş varlık …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAKİKAT-ŞİNAS — f. Hakikatı doğru tanıyan, bilen. Hakikata imân eden …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAKİKAT-ŞİNASÂNE — f. Gerçeği, hakikatı tanıyana yakışacak surette …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”