hafif

hafif
sf., Ar. ḫafīf
1) Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
2) Güç veya yorucu olmayan, kolay

Hafif bir iş.

3) Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa

Hafif bir kadın.

4) Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek)

Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi.

- S. F. Abasıyanık
5) Kalınlığı veya yoğunluğu az olan

Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi.

- M. Ş. Esendal
6) Etkisi az olan, sert karşıtı

Hafif bir içki.

7) Önemli olmayan

Hafif bir ceza.

8) Çabuk uyanılan (uyku)

Uykusu çok hafiftir.

9) Çok dik olmayan (sırt, yokuş)

Hafif bir meyilden indik.

- H. R. Gürpınar
10) Gücü az olan, belli belirsiz

Kaskatı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzaklaştı.

- R. N. Güntekin
11) Sıkıntısız, ferah, rahat

Kendimi bugün çok hafif hissediyorum.

Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • hafif — (A.) [ ﻒﻴﻔﺧ ] hafif …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • HAFİF — Ağır olmayan. Hafif. Yeğni …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Hafif Metro Istanbul — Hafif Metro im Stadtteil Zeytinburnu Einbettung …   Deutsch Wikipedia

  • Hafif Müzik — Infobox Album Name = Hafif Müzik Type = Album Artist = Vega Released = 2005 Recorded = GRGDN Genre = Rock, alternative Length = Label = Sony BMG/GRGDN Producer = Tuğrul Akyüz, Serkan Hökenek Reviews = Last album = Tatlı Sert (2002) This album =… …   Wikipedia

  • hafif hafif — zf. Yavaş yavaş, ağır ağır Ayaklarımı hafif hafif sendeleyerek yürüyordum. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hafif tertip — zf. Şöyle böyle, biraz, aşırılığa kaçmadan Belli ki hafif tertip başı duman. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hafif yollu — sf. 1) Davranışları ile içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına ters düşen (kadın), hafifmeşrep 2) zf. Üstü kapalı, kısa bir açıklamayla Kim bana bu sevdanın sonu çıkmaz olduğunu hafif yollu çıtlatacak olsa kırılarak karşı çıkıyor, çıtlatana… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hafif gelmek — 1) ağırlığı fazla olmamak Çok hafif geldiği için düvene ağır bir taş oturtmuşlardı. R. Enis 2) mec. önemsiz görmek, değer verilmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hafif giyinmek — az ve ince giyinmek Bu soğukta çok hafif giyinmişsin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HAFİF-ÜR RUH — Ruhu hafif olan, hoşsohbet …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”