- getiri
- is.
1) Faiz
Yıllık getiri.
2) tic. Kazanç3) YararBu çalışmanın bana getirisi çok oldu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yıllık getiri.
Bu çalışmanın bana getirisi çok oldu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Gitter — Gitternetz; Rastermuster; Raster; Matrix; Gefüge; Mikrostruktur; Struktur; Gatter; Zaun * * * Git|ter [ gɪtɐ], das; s, : meist aus parallel angeordneten oder gekreuzten miteinander verbundenen Stäben bestehende Vorricht … Universal-Lexikon
faiz — is., ekon., Ar. fāˀiż 1) İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema 2) Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelir — is. 1) Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. M. Yesari 2) Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazanç — is., cı, tic. 1) Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü Aylık kazanç. 2) mec. Yarar, çıkar, kâr Yarı keyif, yarı kazanç için balıkçılık sanatında karar kılmıştı. S. F. Abasıyanık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ürem — is., ekon. Faiz, getiri … Çağatay Osmanlı Sözlük
nema — büyüme; gelişme; kazanç; kar; getiri; faiz … Hukuk Sözlüğü
gitter cell — ˈgid.ə(r) noun Etymology: German gitter lattice, grating, probably alteration of Middle High German geter, from Old High German getiri; akin to Old High German gataro door and probably to Old English gaderian to gather more at gather : an… … Useful english dictionary