gereksinim

gereksinim
is.
Eksikliği duyulan şey, ihtiyaç

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • buğday başak verince orak pahaya çıkar — gereksinim duyulan şey değer kazanır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muhtaç olmak — gereksinim duymak Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Atatürk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi göbeğini kendi kesmek — gereksinim duyduğu yardım, başkalarınca esirgendiğinde işini kendi görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • darboğaz — is., ekon. 1) Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum 2) mec. Toplumun, çözümlenmesinde güçlüklerle karşılaştığı bunalımlı durum …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değer — is. 1) Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet 2) Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha 3) Yüksek ve yararlı nitelik 4) Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse 5) fel. Kişinin isteyen,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deprem konteyneri — is. Doğal afet zamanlarında kullanılmak üzere gereksinim duyulabilecek çadır, battaniye, ilk yardım ve kurtarma malzemelerini barındıran, yerleşim merkezlerinde belirli noktalara konulan özel büyük dolap …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • engelleme — is. 1) Engellemek işi 2) ruh b. İstek, gereksinim veya bir davranışın belli bir sonuca ulaşmasının önlenmesi 3) Siyasi kuruluşlar vb.nde tartışma yöntemlerinin bütün imkânlarından yararlanılarak kanunların tartışılmasını ve oylanmasını düzenli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • flaş — is., Fr. flash 1) Fotoğraf çekiminde ışık yeterli olmadığında bir görüntüyü net almak için kullanılan çok kısa süreli ve güçlü parıltı 2) Fotoğraf çekiminde güçlü parıltıya gereksinim duyulduğunda kullanılan lamba 3) sf., mec. İletişimde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ihtiyaç — is., cı, Ar. iḥtiyāc 1) Gereksinim Oyun, çocuklar için bir ihtiyaçtır. 2) Güçlü istek Şefkatten ölecek derecede hisli, içli bir hâlde bağrıma basmak ihtiyacında idim. R. H. Karay 3) Yoksulluk, yokluk İhtiyaç adamcağızın belini büktü. Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”