fiyat

fiyat
is., Ar. fīˀāt
1) Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha

Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım.

- Ö. Seyfettin
2) ekon. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı
3) ekon. Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki

Fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdam geliştirici tedbirler öngörülür...

- Anayasa
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • fiyat (veya değer) biçmek — bir değer için ödenecek para karşılığını belirlemek Bu yazmaya ne fiyat biçersiniz? …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fiyat vermek — isteyeceği veya ödeyeceği fiyatı bildirmek Ne fena fena bakar, ne de olmayacak bir fiyat verdiğim zaman homurdanır. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fiyat ayarlamak — para değerindeki değişiklik ve başka ekonomik şartlar dolayısıyla fiyatları düzenlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fiyat kırmak — fiyatı düşürmek, fiyatı indirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • maktu fiyat — is., tic. Değişmez olarak tespit edilmiş, pazarlık edilmeyen fiyat, kesin fiyat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • astronomik fiyat — is. Çok yüksek fiyat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüksek fiyat — is. Değerinden fazla olan fiyat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğal fiyat — is., tic. Maliyet fiyatı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • efektif fiyat — is., ekon. Alıcının bir mal karşılığı olarak ödediği bedel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • normal fiyat — is., tic. Maliyet fiyatı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”