fırsat

fırsat
is., Ar. furṣat
Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile

İnsan, dedim, kendine bir ad takmak fırsatını bin yılda bir ele geçiremez.

- M. Ş. Esendal
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • fırsat — (A.) [ ﺖﺹﺮﻓ ] uygun an, fırsat …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • fırsat her vakit ele geçmez — fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat bu fırsat — yararlanılacak en uygun zaman anlamında kullanılan bir söz Fırsat bu fırsat deyip gelip görüyorlar, yiyip içiyorlar. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat düşkünü — sf. Kötülük yapmak için fırsat kollayan (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat yoksulu — sf. Eline fırsat geçmeyen (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat bulmak — uygun, elverişli zaman bulmak Bir başka tanıdık kayığa daha rast gelerek ... görüşmeye fırsat buluyorlardı. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat düşmek (veya çıkmak) — bir imkâna kavuşmak Evet mademki fırsat düşmüştü. Cesaretini göstermek lazımdı. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat kollamak (veya gözlemek) — yapmak istediği iş için uygun bir zaman veya bir durum beklemek Sonra fırsat kollamasını biliyordu ve tekme yapıştıracak, çelme takacak zamanı içgüdülerin şaşmazlığıyla seçiyordu. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat vermek — bir işi yapmak için uygun, elverişli şartı sağlamak Bu çeşit yazılara cevap vermek hasma fırsat vermek olur. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • FIRSAT — (Bak: Fursat …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”