dolgunca

dolgunca
sf.
1) Biraz şişman
2) Fazlaca, çokça, bol

Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu.

- R. N. Güntekin

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • büzme — is. 1) Büzmek işi 2) sf. Ağzı büzülerek kapatılan (kese, torba vb.) Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bıldırcın gibi — kısa boylu, dolgunca, alımlı (kadın) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”