derece derece

derece derece
sf.
1) Farklı farklı, değişik

Böyle kabul etmeyenin sürgünden ipe kadar derece derece ağır cezaları vardır.

- F. R. Atay
2) zf. Azar azar, yavaş yavaş, tedricen

Işıkları derece derece karartır, öyle giderdi.

- R. H. Karay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • derece — is., Ar. derece 1) Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe Hukuk tahsilini Paris te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı. Ö. Seyfettin 2) e. Denli, kadar Beyoğlu nda bu derece itibar görmemişti. E. E. Talu 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derece — (A.) [ ﻪﺝرد ] 1. derece. 2. aşama. 3. kat. 3. miktar …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • derece almak (veya yapmak) — başarı göstererek ödül kazanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DERECE — (C.: Derecât) Yukarıya çıkacak basamak. * Dairenin bölündüğü dilim. 360 kısmın beheri ki, açıları ölçmeye yarar. * Termometrenin bölündüğü kısımların beheri. Mertebe, paye. * Miktar, rütbe …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DERECE-İ HARARET — Isı derecesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DERECE-İ SÜLLEM — Merdiven basamağı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DERECE-İ ŞUHUD — İmanı ve mânevi hakikatları, mânevi terakki yoluyla görmek seviyesinde olan iman mertebesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bir derece — zf. Biraz Bu sıcak bir derece çekilir. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir dereceye kadar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • son derece — sf. Pek çok, çok fazla Numaralı maroken koltukları, yataklı vagon gibi önceden kiralanan lüks otokarlardan, minimini kaptıkaçtılara kadar son derece zengin çeşitler. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KURB-İ DERECE — Ölen bir kimseye yakınlık derecesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”