aklı başında

aklı başında
sf.
1) Sürekli akıllı davranan

Belçikalıların aklı başında aydınları, bu sergi organizasyonlarını bir yüz karası sayıyorlar.

- H. Taner
2) Doğru dürüst, kusursuz

Bazı günler ne aklı başında ve rabıtalı bir insandır.

- M. Yesari
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • aklı başında olmamak — iyi düşünebilir durumda olmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıssız eve it buyruk — aklı başında kimselerin sahip çıkmadığı iş, aşağılık kimselerin elinde kalır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaptığını bilmemek — aklı başında olmamak, bilinçsizce davranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HASÎFANE — Aklı başında ve olgun olan bir adama yakışacak suretde …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • LÂYA'KIL — Aklı başında olmıyan, dalgın, bîhoş. Yaptığını bilmez …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • AKS-ÜN NAKÎZ — Birbirine zıt olan iki şey. * Man: Mevzuun nakîzini yüklem; ve yüklemin nakîzini de mevzu kılmak. Misâl: Her aklı başında olan insan Allah ı tanır kaziyesinden aks ün nakîz yolu ile şu hüküm elde edilir: Allah ı tanımayanlar, aklı başında olmayan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bihuş — sf., esk., Far. bīhūş Şaşkın, sersem, aklı başında olmayan, deli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”