- bulundurma
- is.
Bulundurmak işi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
banyo — is., İt. bagno 1) Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm 2) Banyo küvetinde yıkanma işi 3) Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş. B. Felek 4) Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskı — is. 1) Bir eserin basılış biçimi veya durumu Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı. A. Ş. Hisar 2) Bası sayısı Bu gazetenin baskısı yüz bindir. 3) Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri Sözlüğün yeni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulundurabilmek — i Bulundurma imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulundurulmak — nsz Bulundurma işi yapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiva — is., Ar. iḥtivāˀ İçine alma, içinde bulundurma, içerme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihtiva etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktidar — is., Ar. iḳtidār 1) Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi? S. F. Abasıyanık 2) Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği 3) Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi Almanya daki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabotaj hakkı — is., huk. Türk kara sularında, Türkiye deki akarsu ve göllerde gemi bulundurma, bunlarla gidiş geliş ve taşıma yapma hakkı Limanlarımızda kabotaj hakkı tamamıyla Türklere geçmiştir. E. İ. Benice … Çağatay Osmanlı Sözlük
şümullendirme — is. İçinde bulundurma, kapsamına alma … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasarruf — (A.) [ فﺮﺼﺕ ] 1. tutum. 2. elinde bulundurma. 3. para arttırma … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tazammun — (A.) [ ﻦﻤﻀﺕ ] 1. içinde bulundurma. 2. kefil olma … Osmanli Türkçesİ sözlüğü