boynuzsu

boynuzsu
sf.
Boynuzu andıran, boynuza benzeyen, boynuz gibi, boynuzumsu

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • boynuzumsu — sf. Boynuzsu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabuk — is., ğu 1) Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır Meyve kabuğu. Midye kabuğu. Ağaç kabuğu. 2) Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü 3) gök b. Bir sıvı veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kın kanatlılar — is., ç., hay. b. Böcekler sınıfından, boynuzsu bir kın biçiminde olan birinci çift kanatları uçmakta kullanan öteki iki kanadı örten, ağız parçaları çiğnemeye, parçalamaya elverişli, bütünüyle başkalaşma gösteren bir takım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pul — is., Far. pūl 1) Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. F. R. Atay 2) Bazı giysilerde süs olarak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pullanma — is. 1) Pullanmak işi Zarfların pullanması gerek. 2) Dış derinin boynuzsu küçük pullar veya büyük geniş parçalar durumunda dökülmesi Bazı ateşli hastalıklardan sonra deride pullanma görülebilir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tırnak — is., ğı, anat. 1) İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka Zarfın ucunu tırnağımla yırttım. A. Gündüz 2) Kanca gibi araçların kıvrık yeri 3) den. Gemi demirinin ucundaki yassı parça 4) Ciltçilikte… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”